Tayland Uzakdoğu’nun kuşkusuz en ilginç ülkesi… Güneyden Malezya’ya komşu olan ülke, krallıkla yönetiliyor. Eski adı “Siyam Krallığı” olan Tayland; Tai dilinde “Bağımsızlar Ülkesi”, “Gülümseyenler Ülkesi”, “Mutlu İnsanlar Ülkesi” anlamına geliyor. %92 Budist, %5’i Müslüman, geri kalanı da Hristiyan olan Tayland’lılar, turizme çok önem veriyorlar. Ülkelerine gelen turistleri çiçeklerle güzel kızlar karşılıyor. “Kral ve Ben” filminin çekildiği bu ülke, Krala ve Budizme son derece bağlı ve saygılı. Neredeyse tüm gelirlerini Budizm için harcıyorlar… Her evde mutlaka minik bir buda tapınağı veya köşesi mevcut. Her otelde Budizmi anlatan bir kitap var. İnanılanın aksine Thai kadınları son derece tutucu. Buda tapınaklarının ziyaretinde şort veya mini eteğe izin verilmiyor. Tapınaklara girişte ayakkabılar mutlaka çıkartılıyor. Bu ülkede dikkat edilmesi gereken çok önemli bir detay; kimsenin başına dokunmamak, saçlarını okşamamak, ayakla herhangi bir şeyi işaret etmemek. Çünkü bunlar Uzak Doğu’da hakaret anlamına geliyor. Selamlamaları Thai tarzında cevaplarsanız bir anda sempatik olmanız mümkün!
Asya-Çin ve Hint kültürünü özümsemiş olan Tayland’da inanılmaz güzellikte eserler mevcut. Gezilen her yerde hayran kalınacak bir detay ve işçilik görmek mümkün. Bu ülkeye has dayanıklı Tik ağacından yapılan el oyması eşyalar, Taylandlı sanatçıların tüm ustalıklarını yansıtıyor. Tayland Mutfağı çok zengin ve değişik… 24 saat hemen her yer açık, bu ülkede aç kalmak mümkün değil! Dünyanın her köşesine hitap edecek yemek çeşitleri bulabilmek mümkün. Ancak tuz bulabilmek o kadar kolay değil! Tuz yerine Soya Sosu kullanıyorlar. Deniz ürünleri ve tropik meyveler ülkesi olan Tayland’da, market bölümünden canlı canlı aldığınız herhangi bir deniz ürününü içeride mutfak bölümünde isteğinize bağlı olarak pişirtebiliyorsunuz.
Melekler Şehri; Bangkok…
Başkent Bangkok Thai dilinde “Melekler şehri” anlamına geliyor. Doğu’nun Venedik’i diye de anılan şehir, 1782 yılında Kral Rama I tarafından Siam Krallığı’nın başkenti olarak kurulmuş. Doğu-Batı sentezinde hem tarihi hem de son derece modern bir kent. Batılılar tarafından keşfedildiği günden bu yana sürekli ve hızlı bir gelişim gösteren Bangkok, sahip olduğu tüm özelliklerle gerçek Uzakdoğu’yu, kültürü, mutfağı, felsefesi ve kalabalığıyla yaşatan bir başkent. Pek çok sayıda, muhteşem mimariye sahip Buda Mabedleri, kentin her yanını süslüyor. Tayland’ın zengin kültürünü temsil eden en güzel örneklerden biri de Kraliyet Sarayı… Sarayın içinde bulunan Phra Kaeo (Zümrüt Buda), doğu kültürünün temel taşı olan eşsiz tapınaklardan Wat Arun, Wat Po mutlaka gezilmesi gereken yerlerden!
Rambutan, papaya ve mangosten…
Satıcıların çoğunluğunu oluşturan kadınların başlarından Tayland’ın kendine özgü geniş çevreli “muak ngob” şapkaları hiç eksik olmuyor. Bölgenin de temel geçim kaynağı olan Hindistan cevizi olmak üzere; ananas, mango, dev greyfurtu andıran papaya, rambutan, gül elması, dragon fruit gibi daha birçok tropik meyvelerle dolu kayıklar, kadınların aheste kürek çekmeleriyle kanallar üzerinde salınıyor. İçi sarımsağı andıran Mangosten, çok tatlı ve yumuşak bir meyve. Kırmızı kirpiye benzeyen kabuğuyla çok çılgın bir meyve olan Rambutan’ın içinden de üzüme benzeyen bir meyve çıkıyor ve tadı da aynı üzüm gibi!
Timsahlar ve filler
Şehrin en ilginç yerlerinden biri de Siam Parkı içindeki Timsah Çiftliği… Burada yapılan tehlikeli gösterilerde insanoğlunun timsahlara karşı meydan okumasına şahit oluyorsunuz! Kafasını timsahların ağzına sokanlar mı istersiniz, onlarca timsahın arasında dans edenler mi, hepsi burada! İnsan bu çılgın show’ları seyrederken bile geriliyor!
“Gül Bahçesi” denilen bir alanda da kültürel gösteriler yapılıyor. Yöresel kıyafetlerle yapılan bu gösterilere filler de eşlik ediyor. Filler bu ülke için çok önemli! Bangkok’un içinden geçen “Chao Phraya Nehri” üzerinde, büyük kayıklarla yapılan ve tropikal meyvelerin ikram edildiği bir gezide şehri görmek gerçekten inanılmaz bir keyif…
Bedenle zihin arasındaki denge; Thai Masajı
Tayland’ın en büyük adaları; “Phuket”, “Samui” ve “Chang”… Ülkenin doğu kıyısında ise “Pattaya” bulunuyor. Bangkok’tan karayolu ile iki saatte gidilen Pataya için, su sporları, yüzme ve eğlence merkezi denilebilir. Oldukça küçük bir yer olan Pataya, gece hayatıyla ünlü. Travestilerin sergilediği “Alkazar Revüsü”, turistlerin mutlaka uğradıkları bir gösteri. Pattaya’ya gelip de “Thai Masajı” yaptırmadan dönen yoktur herhalde! İki saat süren ve çok genç Thai kızları tarafından yapılan bu masaj insanı öyle rahatlatıyor ki yeniden doğmuş gibi hissediyorsunuz. Rahipler tarafından bedenle zihin arasındaki dengeyi, hareketsiz meditasyon sırasında sağlamak üzere geliştirildiğine inanılan geleneksel Thai masajı, dünyadaki en rahatlatıcı masajların başında geliyor.
Yüzen Çarşı “Floating Market”
Bangkok’un 110 kilometre batısında, toplam 32 kilometre uzunluktaki kanallardan oluşan Damneon Saduak bölgesi, geleneksel Tayland yaşamının özenle korunduğu bir pazara ev sahipliği yapıyor; “Yüzen Çarşı”. Dönemin kralı 6. Rama tarafından ulaşım amacıyla 1866 yılında yaptırılan kanallar, yöre insanının yaşam tarzını belirleyen en önemli etken olmuş. Yaşam alanlarının da bu kanalların etrafında olması nedeniyle bölge insanı çarşı ve pazar ihtiyaçlarını kanal üzerinde gideriyor. Kayık trafiği keşmekeşi arasında alışveriş yapılan dünyanın en özgün pazar yerlerinden biri! Her yerde kayıklar ve içlerinde eşyalar, yiyecekler satılıyor. Kimileri de orada hazır yemekler yapıp satıyor. O kadar büyülü bir manzara ki bu kültüre olan hayranlığınız perçinleniyor! Pazarlık usulü muhteşem şeyleri çok ucuza alabilirsiniz.(Bu arada, halk su ihtiyacını bu kanallardan karşılıyor!)
“Siyah İnci” ve değerli taşlar…
Pattaya’da gece hayatı her zevke hitap edecek kadar renkli… Bir bakıma seks turizmi ağırlıklı! Deniz meraklıları içinse “Mercan Adası” bulunmaz bir yer. Tayland’da gündelikçi terzi dükkanları çok yaygın. Kumaşınızı seçip bir gün içinde diktirmeniz mümkün. Hem de çok uygun fiyatlara… Çok büyük mücevher mağazalarından da uygun fiyatlara harika mücevherler bulabilmeniz mümkün. Safir, Zümrüt, Yakut, Ametist, Opal, Topaz, Yeşim ve özellikle Kuvars gibi taşlarla mükemmel bir işçilik bir arada sunuluyor. Bunların dışında “siyah inci” bu ülkede çıkartılıyor.
-Auburnlip
yemeklerini geçersek doğası erdemleriyle mükemmel bir yer
YanıtlaSil